top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 16 sonuç bulundu

  • Selülit Karşıtı Doğal Kabak Lifi

    Doğal Kabak lifi, baklagiller ailesine ait bir kabak türüdür. Oldukça hızlı yetişen Kabak Lifi, iri ve sarı çiçeklere sahiptir. Kabak lifinin kabuğunun içi lifli yapıya sahiptir, olgunlaşan kabak lifi kurutulur ve kabuğundan çıkartılarak işlem görmemiş doğal kabak lifi elde edilir. Kabak Lifinin Faydaları Nelerdir? Lif yapısı sebebiyle cilde doğal peeling etkisi yapar. (Cildinizi ölü hücrelerden arındırarak yenilenmesini sağlar.) Kabak lifi selülitin doğal karşıtıdır, uygulandığı bölgenin pürüzsüzleşmesine katkı sağlar. Sivilce izleri gibi cildimizde ki lekelere karşı etkilidir, uygulandığı bölgede ki kan dolaşımını artırarak bölgenin yenilenmesine yardımcı olur. Bel, göbek, basen ve bacak gibi bölgesel yağlanmaları engelleye bilir. Batık kıllara ve oluşumuna karşı etkili bir doğal tedavi yöntemidir. Doğal kabak lifi burda Doğal kabak lifli sabun burda

  • Tamamen El Yapımı Sabunlar

    Günümüzde doğal ürünlere duyulan ilginin artmasıyla beraber, kişisel hijyenin temeli olan katı sabunlarda da fabrikasyon ürünlerden ziyade, el yapımı olarak üretilmiş katı sabunlara rağbet artmıştır. Peki el yapımı sabunları fabrikasyon sabunlardan ayıran özellikleri nelerdir? -Öncelikle fabrikasyon ürünlerin temel amacı en düşük maliyetle üretim yapıp, kullanıcın üründen beklediği asgari ihtiyacı karşılamaktır. El yapımı ürünlerde ise maliyet ikinci plandadır, bunun sebebi ise el yapımı ürünlerin öncelikle üretici kendi kullanımı için yapmasıdır bu vesile ile üretici maksimum derecede ürün fayda görmek istemektedir, ve kendi ürününü çok beğendiği için fazladan üretim yapıp müşteriye arz etmeyi düşünmektedirler. -Fabrikasyon ürünlerde hammadde tedariği maliyetini en aza indirmek üreticinin temel amacı olduğu için doğal ürünlerden ziyade kimyasal ürünlere başvurmaktadırlar. El yapımı ürünlerde ise geleneksel yöntemler kullanılmaktadır. -Fabrikasyon ürünlerde raf ömrünü uzatmak amacıyla içine çeşitli koruyucu maddeler konulmaktadır, el yapımı ürünlerde ise seri üretim olmadığı için böyle bir önleme gerek yoktur. El yapımı sabunların özellikleri ise bu şekildedir. Doğal kabak lifi ve doğadan toplanmış çiçekler içeren %100 doğal gliserin ile zenginleştirilmiş sabunumuz cilde tazelik ve canlılık verir, cildi güçlendirir. İçeriğindeki %100 doğal gliserin ve doğal yetişmiş çiçekler  ile cildinize tazelik ve ferahlık verirken, aynı zamanda cildi besleyerek nemlendirir ve yumuşatır. Ölü hücrelerin arınmasını ve cildin yenilenmesini destekler. İçinde bulunan papatya, lavanta, nar çiçeği, ıhlamur gibi doğal çiçeklerle cildi rahatlatır. Tüm cilt tiplerinin kullanabileceği el yapımı sabunlar, özellikle kuru ciltlerde tercih edilir. Doğal çiçekler ve içeriğinde olan gliserin, aynı zamanda cildi besler ve nemlendirir. Gliserinin cildi güçlendirme özelliği de bulunmaktadır. Cildi taze ve yenilenmiş bir görüntü sağlamaya yardımcı olur. Bazı El Yapımı Sabun Çeşitleri Doğal Kabak Lifli Lavanta Sabunu %100 El Yapımı Doğal Kabak Lifli Papatya Sabunu %100 El Yapımı Doğal Kabak Lifli Gül Sabunu %100 El Yapımı Doğal Kabak Lifli Ihlamur Sabunu %100 El Yapımı

  • Virüslerden Korunma Yolları

    Virüsler korunmak için dikkat etmemiz gereken hususları, virüslerden aktif korunma tedbirleri ve pasif korunma tedbirleri olarak iki ana başlık altında sınıflandıra biliriz. Virüslerden aktif korunma tedbirlerinin manası; kişisel hijyenimize önem vermek, riskli ortamlarda maske takarak etkileşimi en az seviyeye getirmek demektir, mümkün olduğunca sık bir şekilde ellerimizi dezenfekte ederek, olası bulaş riski azaltılabilir(Sosyal mesafe kurallarına harfiyen uyulmalıdır), el temizliğinin önemini anlamak için gündelik hayatımızda istemsizce ellerimizi yüzümüze dokunduğumuzu bilmemiz gerekir ve virüslerin genellikle bulaş yolu solunum sistemimizi girişleri olan ağız ve burundur. Buna ek olarak eğer vücudumuzda açık bir yara var ise temizliğine ve pansumanına oldukça özen göstermemiz gerekmektedir. Virüslerden pasif korunma tedbirlerinin manası ise vücudumuza her temas eden virüsün bizi hasta edemeyeceğidir bunun anlamı ise bağışıklık sistemimiz yeterince dirençliyse virüsü vücudumuzda çoğalmadan etkisiz hale getirebileceğidir, bağışıklık sistemimizin güçlü kalmasını sağlamak için stresten uzak durmayı, uyku düzenini sağlamayı ve düzenli ve dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Ayrıca çeşitli bitki çayları ile vücudumuzun ihtiyacı olan vitaminleri karşılayarak bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz.

  • Günün Yorgunluğunu Ilık Bir Ayak Banyosu İle Atın

    Yorucu bir günün ardından gelen ayak tabanlarının ağrıması, bacak yorgunluğu, ayakta oluşmuş veya oluşabilecek olan mantar, nasır gibi sorunların ve ayak kokusunu önleme konusunda ki bir numaralı yardımcınız, Lavantalı Ayak Bakım Tuzudur, içerdiği aromaterapik yağlar ile ayağınızı besler ayrıca içeriğindeki doğal kaya tuzu ile ayağınızda oluş veya oluşa bilecek zararlı bakteri ve mantarları engelleyerek, ayak sağlığınızı sağlar, ve dolayısıyla ayak kokusunu önler. Ayrıca ayak banyosu stresli bir günün ardından yapıldığı zaman ayak kaslarınızın gerginliğini azaltarak stres seviyenizin düşmesine ve daha pozitif bir gün geçirmenize yardımcı olur. Lavantalı Ayak Bakım Tuzu Nasıl Kullanılır? Lavantalı ayak bakım tuzu isteğe göre banyo tuzu olarak da kullanılabilir, ayak bakım tuzu olarak kullanmak içinse uygun kovanın içene 2 ila 4 litre ılık su konularak içine 50-60 gram lavantalı ayak tuzu eklenir ve tuzun suda çözünmesi sağlanır, ardından hazırlanan ayak banyosunda ayaklar 5-10 dakika arası dinlendirildikten sonra temiz bir havlu ile ayak iyice kurulanır, isteğe bağlı olarak ayağınıza kurulamadan sonra ayak bakım kremi sürebilirsiniz. Lavantalı ayak bakım tuzuna buradan ulaşabilirsiniz.

  • Doğanın Özel Hazinesi Endemik Bitkiler

    Öncelikle endemik kelimesi yunanca kökenli “endemos” kelimesinden gelmektedir, endemik kelimesinin anlamı ise sadece özel bir çevrede olan demektir, yani endemik bitki sadece özel bir çevrede yetişen bitki türüdür. Ve endemik bitki konusunda Türkiye çok büyük bir zenginliğe sahiptir, örneğin Türkiye hariç bütün Avrupa kıtasın 2750 tür endemik bitki var iken sadece Anadolu topraklarında bu sayı 3700’dür. Yani tüm Türkiye deki bitkilerin yaklaşık yüzde otuzu endemik bitkidir, bunlara birkaç örnek vermek gerekirse; Datça hurması, Ters lale, Sığla ağacı, Kasnak meşesi ve benzeri birçok tür sadece bulunduğu ortama özel endemik bitkilerdir. Bu endemik bitkilerin salt çoğunluğu aromaterapi, fitoterapi veya direk ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılma imkanı varken maalesef bu bitki türlerinin yüzde bir-ikisi değerlendirilmektedir. Doğanın bize sunmuş olduğu bu hazineleri mümkün olduğunca az işlemden geçirerek kullanmak, bizi yirmi birinci yüzyılın bize yüklemiş olduğu stres ve negatiflikten arındırarak sağlıklı ve mutlu bir yaşamın kapılarını aralamamızı sağlayacaktır.

  • Baharın, Kışa Emaneti Olan Kış Çayı

    Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi olan karışık kış çayı, havaların soğuması ile birlikte tekrar sıcak sohbetlerimize misafir olarak geliyor. Adeta bahar bitkilerinin bize kışın ortasında baharı hatırlatması gibidir kış çayı. İçeriğinde ki; ıhlamur, nar çiçeği, papatyası, ada çayı, zencefeli ve zerdeçalı bize soğuk kış günlerinde baharın tatlı sıcaklığını yaşatır. Ve karışık kış çayı, soğuk günlerde bağışıklık sistemimizi dinç tutarak, kışı sağlıklı bir şekilde geçirmemizi sağlar. Baharın, kışa emanet ettiği kış çayına buradan ulaşabilirsiniz.

  • Solmayan Çiçek Altın Otu

    Altın otu bitkisinin sağlık açısından faydaları sağlamak ile bitmeyecek kadar çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: Sindirim sistemine iyi gelerek, mide öz suyu artmasına destek olur ve böylece sindirim problemi yaşayan kişilere yardımcı olur. Ayrıca yemeklerden sonra oluşmakta olan şişkinlik ve hazımsızlık gibi sorunlar ile baş etmede yardımcıdır. Diğer bir yandan sağlıklı bir böbrek için önemi büyüktür. Pankreas, böbrek ve de safra kesesinin düzenli bir şekilde çalışmasına yardımcı olmaktadır. Salgıların sağlıklı olarak salgılanmasını da sağlar. Bu özelliği ile safra kesesi ve böbrekler üzerinde oluşabilecek taş sıkıntılarının önüne geçtiği bilinmektedir. Ayrıca doğal bir ateş düşürücü olmaktadır. Altın otunun çok yüksek C vitamini ve de P vitamini içeriği olduğu için birçok hastalığın iyileşmesinde başrol oynar. Kilo vermeye yardımcı olan bu altın otu bitkisi, metabolizma ve de beslenme bozukluklarına bağlı gelişen obezite hastalıklarına karşı da oldukça etkili olmaktadır. Altın otu, vücutta bulunan yağ yakımını hızlandırarak fazla olan kilolardan kurtulmaya yardımcı olmaktadır. Altın otunun özellikle günümüzde mide sorunlarını iyileştirici bir özelliğe sahip olması klinik araştırmalarda kanıtlanmıştır. İçeriğindeki zengin olan mineralleri sayesinde se mide asitlerinin dengesini koruyarak iltihaplanmalara ya da gastrite iyi gelmektedir. Altın Otu Nasıl Kullanılır? Altın otu genelde çay olarak kullanılmak ile birlikte bazen yağ olarak da kullanılmaktadır. Çay olarak demlemek isteyen kişi önce bir bardak sıcak suya 3 ya da 4 adet altın otu çiçeği atarak ortalama 10 dakika ile 15 dakika demlenmeye bırakmalıdır. Ardından çiçeklerini süzerek ılık tüketmek mümkündür. Bu altın otu çayı genelde biraz acı tada sahiptir. Bu nedenle daha kolay tüketmek amacı ile bir bardak çaya 1 çay kaşığı bal ilave edilerek tatlandırılabilir. Altın Otuna Buradan Ulaşabilirsiniz.

  • Cilt ve Saç Güzelliğinin Sırrı Lavanta

    Lavanta, büyüleyici kokusu ile kendisine hayran bırakır. Başta Kuzey Afrika ve Akdeniz'in dağlık bölgeleri olmak üzere Avustralya, Güney Avrupa, Rusya gibi farklı bölgelerde de yetişen bitki, mavi ve mor çiçekleri ile dikkat çekici bir görüntüye sahiptir. Lavanta ev, araba ya da ofis fark etmeksizin her yerde kullanabileceğiniz bir çiçektir. Ayrıca, kokusu ile hemen ayırt edilebilen bitki, kozmetik ve beslenme gibi çeşitli alanlarda kullanılır. Lavantaya kokusunu veren içindeki yağı ile yapraklarından elde edilen özünün pek çok faydası vardır. Uzmanların da önerdiği gibi lavanta çayının düzenli tüketimi, istenilen sakinleştirici etkiye ulaşmanızı sağlar. Lavanta Çayı Faydaları Lavanta çayının vücudunuza ve ruh halinize çeşitli açılardan faydası bulunur. Yorgun ya da stresli olduğunuz bir günün sonunda rahatlamanızı sağlayan lavanta çayı, sinirlerinizin yatışmasını ve yaşamınızdaki sorunlar ile kolay bir şekilde baş etmenizi sağlar. Enerji ve uyku eksikliği gibi sorunlarınızın çözülmesine yardımcı olan lavanta çayı, oldukça kullanışlı bir üründür. Lavanta çayı içenler, hoş kokusunun etkisi ile birlikte gevşeyerek konforlu bir uyku süreci yaşayabilir. Vücudunuzdaki kaslar gerek fiziksel aktiviteler gerekse de ruhsal sıkıntılardan dolayı gerilerek zaman içinde de ağrıya dönüşür. Bu durumda, masaj yapmak ve çayı tüketmek kaslarınızın rahatlamasına yol açabilir. Aynı zamanda, lavanta çayının içindeki öz yağlar sindirim sisteminizin de rahatlamasına, mide bulantılarınızın ve bağırsak kramplarınızın hafiflemesine yardımcı olabilir. "Lavanta çayı neye iyi gelir?" sorusuna yanıt olarak vücut, cilt ya da ruh sağlığına faydaları örnek verilebilir. Lavanta Çayı Cilde Faydaları "Lavanta çayı ne işe yarar?" gibi sorulara cevap olarak, oldukça değerli faydaları arasında cilt ilk sırada sayılabilir. Çay hem hoş kokusu hem de özünün etkileri sebebi ile özellikle son dönemlerde oldukça popüler hale gelmiştir. Lavanta aroması, cilt üzerindeki etkileri gereği, kozmetik ürünlerde de sıklıkla tercih edilir. Çayın cilde faydaları arasında öncelikle kırmızı lekelere ve sivilcelere iyi gelmesi yer alır. Güneşin zararlı ışınlarının cilt üzerinde oluşturduğu leke ve kuruluk gibi sorunların çözümüne yardımcı olduğu gibi cildinizin her mevsim sağlıklı görünmesine de destek olur. Mantar ve yaraların geçmesine katkıda bulunan çay, hamilelik ya da kilo alıp vermeniz sonrasında cildinizde oluşabilecek çatlakların giderilmesinde destek görevi görür. Cilde nem kazandıran lavanta çayı, derideki kızarıklık ve döküntülerin yok olmasına yardımcı olabilir. Yaşlanma ile birlikte oluşan kırışıklıkların yok edilmesinde etkili olan lavanta çayı, akne tedavisi sürecine dahi doğal bir şekilde destek olabilir. Lavanta Çayı Saça Faydaları Lavanta çayının saça faydaları fazla olduğu için saç maskelerinin içerisinde yer alma olasılığı da yüksektir. Saçınızda oluşan kepek, kuruluk, cansızlık, dökülme ve kaşıntı gibi çeşitli sorunlara çözüm getirebilen lavanta çayı, saç sağlığınız için yapılan maske, kür ve yağ gibi bakım ürünlerinde sıklıkla kullanılabilir. Saç derisi hava koşulları ve stres dolayısıyla hassaslaşabilir. Lavanta çayı da doğal içeriği ile saçınızı sakinleştirerek yatıştırabilir. Kafa derisine sürülüp belirli bir süre bekletilen lavanta çayı, saçınızın güçlenmesini sağlayarak dökülmeyi de azaltabilir Saçınızda kepek ya da yaraların neden olduğu kaşıntıyı azaltmaya yardımcı olan ürün, kokusu ile de kendisine hayran bırakır. Saçınıza yumuşak, canlı ve parlak bir görünüm oluşturan lavanta çayını masaj yaparak da uygulayabilirsiniz. Saçınızda yorgunluk, mevsimsel ve hormonal değişiklikler ile strese bağlı olası sorunlara karşı lavanta çayının farklı kullanımları sayesinde önlem alabilirsiniz. Lavanta Çayı İçin Buraya Tıklayınız. Lavanta Sabunu İçin Buraya Tıklayınız.

  • Havlıcan Nedir?

    Zencefilgiller familyasından çiçekli, çok yıllık, otsu bir bitki türü olan havlıcan kökü tropik bölgelerde yetişmektedir. 150 çeşit türü bulunmaktadır. Yüksekliği 3 metreye kadar varmaktadır. Salkımlar halinde beyaz çiçekler açmaktadır. Baharat olarak kullanılmaktadır. Öğütülmüş havlıcan organik baharat olarak sizlere sunulmaktadır. Öğütülmüş havlıcanın faydaları arasında birçok yararı bulunmaktadır. Havlıcanın Faydaları Ağrı kesici özelliği bulunmaktadır. Özellikle romatizma ağrısına çok faydası vardır. Baş ağrısı ve baş dönmeleri için iyi bir bitkidir. İdrar söktürücü özelliği bulunmaktadır. Mideye faydalıdır ve sindirim sisteminin düzene girmesini sağlamaktadır. Mide ve bağırsaklarda biriken gazları gidermesi ile etkili bir bitkidir. Vücuda güç ve kuvvet vermektedir. Yetişkinler 5-10 gr, çocuklar 1-2 gr kadar kullanmalıdır. Havlıcan tozunu şekerle birlikte alınırsa bel gevşekliğine iyi gelmektedir. Bir bardak suya, bir kahve kaşığı havlıcan karıştırılır, 10-15 dakika bekletilir, karıştırdıktan sonra içilmelidir. Kolay içebilmek için, şeker ilâve etmekte yarar vardır. Günde iki üç bardak içilirse hemen yararı görülür. Havlıcan isteğiniz miktarda özenle paketlenmiş olarak sizlere sunulmaktadır. Havlıcan ve daha birçok ürüne internet sitemizden ulaşarak bir tıkla satın al butonuna tıklayarak alabilirsiniz.

  • Zerdeçalın faydaları nelerdir?

    Birçok baharat türünde olduğu gibi zerdeçal için de uzun yıllardır devam eden bilimsel araştırmalar mevcuttur. Bu araştırmaların çok büyük bir kısmında zerdeçalın sağlık üzerindeki olumlu etkileri hakkında fikir birliğine varılmıştır. Sofralarda sıklıkla kullanılan baharatlar arasında yer almasa da özellikle tavuk yemekleri ile birlikte sıklıkla kullanılan köri baharatına sarı rengini veren zerdeçaldır. Bu mucize baharat Güneydoğu Asya ile Hindistan gibi bölgelerde sarı renkli çiçeklere sahip bir bitkinin köklerinden elde edilir. Güçlü antienflamatuvar ve antioksidan özellikleri bulunan zerdeçal, Hindistan'da geleneksel bir tedavi yöntemi olan Ayurveda'da da sıklıkla kullanılır. Herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan tüm bireyler günlük olarak 1-2 kaşık zerdeçal tüketerek bağışıklık sistemlerini güçlendirebilir ve enfeksiyon hastalıklarını daha kolay atlatabilir. Yoğurtlu zerdeçalın faydaları, toz zerdeçalın faydaları gibi pek çok konu zerdeçal tüketmeyi düşünen bireylerin merak ettiği konular arasındadır. Zerdeçal her türlü tüketilebilir, fakat içerdiği kurkumin yalnızca yağda çözünebilir olduğundan yağ içeren yemeklerin yanında veya yoğurt gibi içeriğinde doğal olarak yağ bulundurulan besinlerle karıştırılarak tüketilmesi daha sağlıklı bir seçenektir. Zerdeçalın cilde faydaları nelerdir? Zerdeçalın faydaları, yalnızca bir besin olarak tüketilmesi ile sınırlı değildir. Aynı zamanda cilt üzerinde de birçok olumlu etkiye sahiptir. Sivilce, egzama ve sedef hastalığı gibi cillde ilişkin birçok sağlık sorununun iyileştirilmesinde zerdeçal ile hazırlanan doğal karışımlardan yararlanılabilir. Antioksidan içeriği, ‌‌antienflamatuvar özelliği ve yaraların iyileştirilmesine yardımcı bileşenleri sayesinde zerdeçal ile doğal bir karışım hazırlayarak cildinizin sorunlu bölgelerine bunu direkt olarak uygulayabilirsiniz. Ciltte renk tonunun eşitlenmesine ve nem dengesinin sağlanmasına yardımcı bir besin olan yoğurt, bu karışımlarda yer almak için oldukça uygun bir seçenektir. Toz zerdeçal, yoğurt ve doğal zeytinyağını karıştırarak hazırladığınız karışımı cildinize uygulayabilir, bir süre beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Hassas cilde sahip olanlarda veya alerjik reaksiyonlara yatkın bireylerde bu uygulamalarda dikkatli olunmalı, herhangi bir yanma veya kaşıntı hissedilmesi durumunda uygulama bırakılmalı ve cilt durulanmalıdır. Zerdeçal nasıl tüketilir? Sağlık üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı kullanımı oldukça yaygınlaşan zerdeçal, günümüzde baharatın yanı sıra kapsüller, çaylar, toz ve ekstreler şeklinde de bulunabilir. Bir baharat olarak zerdeçal, yemeklerin içerisine eklenebileceği gibi yoğurtla karıştırılarak da kolaylıkla tüketilebilir. Bunun yanı sıra köri baharatı da bol miktarda zerdeçal içerir. Bu baharatın kullanımı özellikle tavuk yemeklerinde ve sosların içerisinde kullanıldığında lezzet vermenin yanı sıra sağlığı olumlu etkileyen bileşenleri de vücudunuza almanızı sağlar. Bu şekilde tüketmekten hoşlanmayan bireyler zerdeçal içeren kapsüller kullanmayı tercih edebilir. Fakat bu kapsüller mutlaka bilinen ve güvenilirliği kanıtlanmış markalardan temin edilmeli, kullanımdan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Zerdeçalın bir diğer tüketim yöntemi ise çayının hazırlanmasıdır. Bir tatlı kaşığı zerdeçal bir cezve içerisinde kaynatılarak çayı hazırlanabilir. Tadının güzelleştirilmesi açısından farklı baharatlar da bu karışıma eklenebilir. Yapılan araştırmalar zerdeçalın 10 dakika boyunca kaynatılması ile yararlı bileşenlerinin daha iyi çözündüğünü gösterdiğinden en az 10 dakika kaynatılarak çayın hazırlanmasında fayda vardır. Zerdeçal hangi besin ögelerini içerir? Sağlık üzerine faydaları saymakla bitmeyen zerdeçal, tüm bu olumlu etkilerine karşın çok düşük kalori içeriğine sahiptir. Bu nedenle kilo vermeyi hedefleyen bireylerin kullanımına da oldukça uygundur. Bir çorba kaşığı zerdeçal tozu, vücuda yaklaşık olarak 29 kilokalorilik enerji sağlar. Bunun yanı sıra 0.91 gram protein, 0,31 gram yağ, 6.31 gram karbonhidrat, 2.1 gram lif içerir. Mikro besin ögelerinin karşılanmasına da yardımcı olan zerdeçalın bir yemek kaşığı kadarlık miktarı tüketildiğinde günlük demir ihtiyacının %16'sı, potasyum ihtiyacının %5'i, manganez ihtiyacının %26'sı ve C vitamini gereksiniminin %3'ü karşılanır. Dolayısıyla sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı belirlenirken zerdeçal tüketiminin de bunun içerisine eklenmesi hem sağlığın korunmasına hem de makro ve mikro besin ögesi gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olacaktır. Zerdeçala buradan ulaşabilirsiniz.

  • Hibiskus Çayı Nedir, Faydaları Nelerdir?

    Hibiskus bitkisinin kurutulmuş kısımlarından yapılan hibiskus çayı koyu kırmızı renkte faydalı bir içecek olarak tüketilir. Kızılcık gibi tatlı ve mayhoş aromalara sahiptir. Sıcak veya soğuk olarak tüketilebilen hibiskus çayı faydaları saymakla bitmez. Birçok insan hibiskus bitkisinin güzel çiçeklerine aşinadır. İlk olarak Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya'da ortaya çıkan hibiskus, günümüzde birçok iklimde yetiştirilir. Dünyanın dört bir yanındaki insanlar bu faydalı bitkinin çeşitli kısımlarını gıda ve ilaç olarak kullanır. Ülkemizin pek çok bölgesinde yetişen bu bitkinin pek çok alanda yararlı etkiler sunduğu bilinmekte. "Hibiskus çayı nedir?", "Hibiskus çayı ne işe yarar?", "Hibiskus çayı ne zaman içilmeli?", "Hibiskus çayı günde kaç defa içilir?" gibi soruların cevabına gelin hep birlikte bakalım. Hibiskus Nedir? Ne İçin Kullanılır? Tarihsel olarak, hibiskus bitkisine ilk olarak Afrika ülkelerinde rastlanır. Bu bölgelerde vücut sıcaklığını azaltmak konusunda, kalp hastalığını tedavisinde, boğaz ağrısının yatıştırılmasında etkilerinden yararlanılmıştır. Orta Doğu ülkelerinde de yüksek kan basıncı ve yüksek kolesterol gibi rahatsızlıkların tedavisinde hibiskus bitkisinden faydalanılmıştır. Ülkemizde ise kış çayı olarak tüketilen ve pek çok rahatsızlığın tedavisine yardımcı olan hibiskus çayı, pek çok evde rastlanabilen lezzetli ve şifalı bir içecektir. Özel yetişme şartları aramayan bu bitki dünyanın her yerinde yetiştirilebilir. Kafein içermemesi sebebiyle güvenle tercih edilir. Hibiskus Çayı Neye İyi Gelir? Hibiskus çayının en etkileyici ve iyi bilinen faydalarından biri, kan basıncını düşürebilmeye yardımcı olmasıdır. Zamanla, yüksek tansiyon kalbe fazladan yük bindirebilir ve kalbin zayıflamasına neden olabilir. Hibiskus çayı bu etkilerin en aza indirilmesine yardımcı olur. Kan basıncını düşürmenin yanı sıra, bazı çalışmalar hibiskus çayının kalp hastalığı için başka bir risk faktörü olan kandaki yağ seviyelerini düşürmeye yardımcı olabileceğini araştırır. Vücutta bulunan serbest radikalleri yok etmeye yardımcı olur. Bu sayede yaşlanma etkilerinin geciktirilmesine yardımcı olduğu söylenebilir. İçeriğinde yüksek miktarda C vitamini bulunan hibiskus çayı, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Bu nedenle kış çayı olarak çok fazla tüketilir. Bağırsak hareketlerinin arttırılmasına destek olarak sindirim sisteminin düzenli çalışmasını katkı sağlar. Hibiskus çayı, karbonhidrat emilimini yavaşlatma etkileri gösterir. Böylece kan şekerinin dengelenmesine büyük katlı sağlar. Bu sayede hibiskus çayı kilo vermeye yardımcı olur. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda iyileşmeye yardımcı olur. İçerdiği antioksidanlar sayesinde vücut direncini arttırıcı etkilere sahiptir. Bu sayede vücudu hastalıklara karşı korumaya yardımcı olur. Sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olur. Gaz sancısı, hazımsızlık gibi sorunları azaltıcı etkilere sahiptir. Kadınlarda sık yaşanan regl sancısı, hormonal bozukluklar, ağrı ve kramp gibi durumlar yatıştırabilir. Antibakteriyel özelliği sayesinde vücudun içten temizlenmesine katkı sağlayarak cildin güzelleşmesine destek olur. Hibiskus Çayı Nasıl Hazırlanır? Hibiskus çayı hazırlamak oldukça kolaydır. Diğer birçok bitkide olduğu gibi demleme yöntemi ile hazırlanır. Bir su bardağı sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı kadar kurutulmuş hibiskus eklenerek 10 dakika kadar demlenmesi beklenir. Daha sonra süzerek tüketilebilir. Mayhoş bir tada sahip olan hibiskus bitkisi; bal, esmer şeker ya da tarçın ile tatlandırarak kullanılabilir. Aynı zamanda demlenirken kuşburnu, kızılcık, elma gibi farklı meyveler kullanarak tatlandırabileceğiniz gibi ıhlamur, adaçayı gibi bitkilerle faydalarını arttırabilirsiniz. Hibiskus Çayı Kimlere Önerilmez? Aşırı tüketilen hibiskus çayı kan basıncını düşürebilir. Tansiyonu düşük kişiler için önerilmez. Kronik hastalığa sahip olup ilaç kullananlar, Hamilelik ve emzirme döneminde olan kadınlar, kolesterolü olanlar ve alerjik reaksiyonu bulunanlar uzman görüşüne başvurmadan tüketmemelidir. Hibiskus Çayına Buradan Ulaşabilirsiniz.

  • Çankırı Kaya Tuzu

    Muhteşem bir hayat kaynağı, milyonlarca yıllık oluşum süreci, binlerce yıllık kullanım tarihi, muazzam moleküler yapısı, emsallerinden kat be kat zengin mineral yapısına sahip milli tuzumuz Çankırı tuzu dünyadaki en değerli tuzlardan birisidir, hatta himalaya tuzundan da daha iyidir. Aşağıda bunu kanıtlayan analiz raporu sonuçlarını inceleyiniz. Çankırı Kaya tuzu 250 - 300 milyon yıl önce oluşmuş çok değerli bir doğal tuzdur. Göl ve deniz tuzları gibi lağım ve sanayi atıkları kesinlikle bulaşmamıştır. İçerisinde 84 element, mineral bulunmaktadır, aynı şekilde insan vücudu da 84 elementten ve su dan oluşmuştur. %100 doğal, rafine edilmemiş katkısız  Çankırı kaya tuzunu tüketerek vücudumuzun mineral ihtiyacını buradan karşılayabiliriz. İnsan vücudu mutlaka tuz ve su tüketmelidir. Çünkü vücut tuz ve sudan oluşmaktadır. Fakat piyasada satılan ve üzerinde iyotlu yazan tuzlar, rafine edildikten sonra içerilerine akışkanlık kazansın ve topaklanmasın diye birçok vücuda yabancı kimyasal madde katılmaktadır. Bu kimyasallar ile birlikte alınan tuzu vücut yabancı olarak algılamakta bir kısmını kullanıp diğer kısmını biriktirmekte ve bunun sonucunda birçok hastalığa yol açılmaktadır. Bu rafine tuzlara faydalı diye iyot ilave edilmektedir ancak , faydalı iyot tüketeceğiz diye zararlı kimyasalları da tüketmek zorunda bırakılıyoruz. Aslında vücut iyot ihtiyacını domates, roka, tere, vb bitkilerden ve balıktan doğal yollar ile karşılayabilir. Tuz doğal olarak kullanılmalıdır ancak , deniz ve göl tuzlarına şehir lağımları ve fabrika kimyasal atıkları bulaştığından rafine edilmeden yani eritilip damıtılıp fırınlanmadan kullanılamazlar. rafinasyon işlemi tuzdaki bütün mineralleri de yok ettiği için sadece sodyum klorür kalır ve bununda kullanımı çok sağlıklı değildir. Bu sebepler ile yeraltı madenlerinden çıkartılan kaya tuzu tüketilmelidir ancak kaya tuzlarının da içlerinde ağır metaller ve farklı karışımlar bulunur bu sebep ile tuzlar kırmızı pembe, siyah, yeşil ve gri renklerde çıkartılıp rafine edildikten sonra kullanılırlar. Hiç rafine edilmeden direk tüketilebilecek kaya tuzları oluşumunu tamamen tamamlamış, hiçbir ağır metal ve zararlı bileşen barındırmayan şeffaf cam kristal kaya tuzlarıdır. Fakat bu tuzlar her tuz madeninden çıkmamakta , çıksa bile çok az çıkmaktadır. Şeffaf cam kaya tuzları içlerinde birçok doğal mineral barındırdığı ve işlem görmeden tüketildiği için vücut içerisinde çok daha kolay kullanılır ,vücut elektrik iletimi normale döner ve birçok hastalığın da ortadan kalkmasını sağlar. Çankırı Kaya Tuzunu Buradan Sipariş Edebilirsiniz.

bottom of page